VARKA VE GÜLŞAH BELGESEL FİLM

Varka ve Gülşah, Anadolu Selçuklularından günümüze ulaşabilmiş, mevcut en güzel minyatürlü yazma eserlerden biridir. Bu eser, sanatsal bir bakış açısıyla; tarih kokan ve kültürel zenginliklerle örülü derin bir hikâye anlatmaktadır.

Şeyh Ayyuki’nin 11. yüzyılda kaleme aldığı, entrikalarla ve savaşlarla dolu aşk öyküsü ile 13. yüzyılda çizilen minyatürlerle oluşturulan Varka ve Gülşah, yüzyıllar boyunca birçok insanın ilgisini çekmiş ve büyük bir merakla incelenmiştir. Bu bağlamda, dünyada yalnızca bir nüshası Topkapı Sarayı Müzesi’nde bulunmaktadır ve bu nüshanın korunması büyük bir önem arz etmektedir. Her bir detay, sanatkârın titiz çalışmasının bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır.

Nörofilm Prodüksiyon, bu eserin değerine layık bir yaklaşımla özel bir izin alarak; kopyalarını elde ettiği bu eşsiz öykünün ve paha biçilmez değerdeki şahane minyatürlerin belgesel film çalışmalarına başlamıştır. Eserin görkemi, onun dramatik tarihini ve estetik zaman yolculuğunu sinemaya taşımak için bir fırsat yaratmaktadır.

Varka ve Gülşah Belgesel Filmi, yazıldığından 10 asır sonra bu eşsiz eseri ilk defa bir film olarak gösterimlere sunan bir proje olarak öne çıkmaktadır. Bu film, geçmiş ve günümüz arasında bir köprü vazifesi görmekte, izleyiciyi tarih sayfalarında kaybolmuş bir yolculuğa çıkaracaktır.

Varka ve Gülşah, dünya tarihinde Farsça mesnevilerin günümüze ulaşabilmiş en eski tasvirli örneği olma özelliğini taşımaktadır. Bu özellik, onu yalnızca bir sanat eseri olmaktan öte, kültürel mirasımızın vazgeçilmez bir parçası hâline getirmektedir.

Tarihin tozlu sayfalarındaki bu eşsiz öykü ve renkli minyatürler, orijinal güzelliklerine dokunulmadan, şiirsel bir sinemasal anlatımla dünya seyircilerinin gözleri önüne serilecektir. Bu anlatım, hem görsel hem de işitsel olarak izleyiciyi etkileyen bir deneyim sunacaktır. Görsel efektler ve zarif sinematografiyle birleşen ses tasarımı, izleyicinin duygusal bir bağ kurmasını sağlayacak şekilde tasarlanmıştır.

Öyküde aşk, kahramanlık, komplolar ve savaş sahneleri iç içe geçmiş; bu unsurlar birbirine simbiyotik bir ilişki ile bağlanmıştır. Aynı zamanda bu unsurlar, dönemin sosyal ve politik dinamiklerini de simgelemektedir.

Minyatürlerde kullanılan renkler ve dinamizm, izleyiciyi birbirinden ilginç serüvenler içinde gezdirmektedir. Hareketli savaş sahneleri, figürlerin yaşadığı olaylara verdikleri vücut tepkileri ve olayların duygusal değişimlerine yansıyan yüz ifadeleri, eşsiz bir derinlikle aktarılacaktır. Her bir detay, kullanılan görsel ve işitsel unsurların dikkatlice seçilmiş olmasıyla zenginleştirilmiştir.

Belgesel filmde, öykünün beyitlerindeki dramatik anlatım ünlü tiyatro aktörleri tarafından seslendirilecek ve bu süreçte izleyiciye büyük bir anlam katacaktır. Varka ve Gülşah Belgesel Filmi, özel olarak yazılacak özgün müziğiyle; birçok duygu ve düşünceyi bünyesinde barındırarak izleyiciyi unutulmaz bir görsel yolculuğa çıkaracaktır. Bu müzik, özenle seçilen melodiler ve etkileyici altyapılarla zenginleştirilmiş bir sanat eseri olacaktır.

Bugüne kadar gerçekleştirdiği 13. asırdan Mevlânâ, 16. asırdan Pîrî Reis belgesel filmleriyle dünyaya adını duyuran ünlü yapımcı-yönetmen Fehmi Gerçeker’in yapımcılığında gerçekleşecek olan Varka ve Gülşah Belgesel Filmi; Türkçe, İngilizce, Farsça, Arapça ve diğer çeşitli dillerde izleyiciyle buluşacaktır. Bu çok dilli yapı, eserin evrensel kimliğini ve kültürel etkileşimini ön plana çıkaracaktır.

Filmin ilk gala gösterimi İstanbul Topkapı Sarayı’nda gerçekleştirilecektir. Bu özel etkinlik, sonrasında İstanbul ve Ankara’da düzenlenecek özel gösterim galalarıyla taçlanacaktır. Her bir gösterim, izleyici için unutulmaz bir deneyim olmasının yanı sıra, kültürel bir diyalog başlatma potansiyeline sahiptir.

Yurtdışında ise ABD (New York, Los Angeles), Avrupa ülkeleri (Londra, Paris, Berlin) ve Orta Doğu’da (Dubai, Doha) özel gösterimler tertiplenecektir. Bu gösterimler, eserin uluslararası düzeyde tanıtılması amacıyla büyük bir özenle hazırlanmıştır.

Özel gösterimlerin ardından Varka ve Gülşah Belgesel Filmi, dünya televizyonlarına dağıtılacak ve böylece daha geniş bir kitleye ulaşması sağlanacaktır. Eserin televizyonlarda gösterime girmesi, Türk kültürünü ve tarihini küresel düzeyde tanıtma fırsatı yaratacaktır.

Daha sonrasında film, başta ABD olmak üzere çeşitli ülkelerin eğitim kurumlarında (kütüphaneler, üniversiteler vb.) dağıtılacaktır. Bu dağıtım, eser üzerine akademik çalışmalara da zemin hazırlayacaktır.

Ayrıca UNESCO Paris ile Varka ve Gülşah’ın UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması konusunda gerekli çalışmalar yapılacaktır. Bu süreç, eserin uluslararası düzeyde tanınmasına ve korunmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendirilecektir.